Bayonne Nire Kuşköy Nire - Deniz Nuhoğlu Pambouc

Yazar: Deniz Nuhoğlu Pambouc | 31.01.2021

Bundan yıllar önce 70’li yılların ortalarında Giresun’un Görele ilçesindeki ailemle gittiğim akraba ziyaretlerimizden birinde Ayşe Öğretmen’le tanıştığımı, onun Kuşköy’ün yakınlarındaki yayla evine gittiğimizi ve orada Kuş Dili’ni (ıslık dilini) duyduğum o ilk anları sanki dün gerçekleşmiş bir olay gibi hala çok iyi hatırlıyorum.

Ayşe Öğretmen, batılı, yanılmıyorsam Bursalıydı, ama Karadeniz’e, özellikle de yaylalarına sevdalandığından kocasının ölümü ve emekliliğinin ardından iki kızı ve bir oğluyla birlikte Görele’ye yerleşmişti. Zamanının çoğunu yayladaki evinde geçirdiğinden, kızlarını bırakıp yaylalara çıkıyor diye kasabalılar tarafından sürekli eleştirildi. Anılarım beni yanıltmıyorsa, o özgür bir kadındı ve kızlarını da kendi gibi yetiştiriyordu. Evet, ben Kuş Dili’ni ilk kez, o güzel kadın, Ayşe Öğretmen sayesinde tanıdım.

O dönemlerin Türkiye’sinde çok az kişi böyle bir dilin varlığından haberdardı. Ama neredeyse hemen hemen tüm Türkiye’nin bu güzelim dille tanışması gecikmedi. Ünlü gazetecimiz Uğur Dündar 1979 yılında TRT’de yayınlanan Kuşköy sakinleri ile gerçekleştirdiği bir röportajıyla Kuş Dili’ni herkese tanıttı. Köylülerin karşılıklı ıslıklaşmasının siyah beyaz görüntüleri dün gibi gözlerimin önünde.

Uğur Dündar’ın KuşKöy’de gerçekleştirdiği röportaj

İstanbul’daki evimizde, Uğur Dündar’ın programlarını heyecanla bekleyip ailece siyah beyaz televizyonumuzun önüne üşüştüğümüz o yıllar artık çok geride kaldı. Türkiye……. Karadeniz……Kuşköy…… İstanbul…… Ve ben de artık bu yerlerden çok uzaktayım. Hem de binlerce kilometre uzaklıkta. 90’lı yılların başından bu yana Fransa’nın güneyinde Toulouse kentinde yaşıyorum. Fransızca ve Türkçe öğretmenliği yapıyor, aynı zamanda da çevirmen olarak çalışıyorum.

Herhalde kırk yıl düşünsem bir gün bu yabancı topraklara yerleşip o güzelim köy, o güzelim dil, hele hele yasadığımız bu erkek egemen dünyada çalışkan, güçlü, özgür ruhlu ve direnişçi olmasıyla tanınan Karadeniz kadını üzerine Kuşköy’den yaklaşık 4200 kilometre uzaklıkta Fransa’nın güney batısında bulunan Bayonne kentinde bir söyleşiye katılacağımı aklıma asla ve asla getiremezdim.

“Les Ethiopiques” Festivali'nin 2019 Yılı Afişi

Türkiye ve yurtdışındaki birçok film festivalinde ödüller alan Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin yönetmenliğini yaptığı başrolünde Damla Sönmez’in yer aldığı “Sibel” filmini artık duymayan kalmadı. Türkiye’de Şubat, Fransa’da da Mart 2019’da gösterime giren film, Kuşköy’de yasayan ve ıslık diliyle iletişim kuran 25 yaşındaki dilsiz bir genç kadının, Sibel’in öyküsünü anlatıyor.

Karadeniz’in muhteşem yayla manzaralarının, kuş dilinin seslerinin ve bu güçlü kadın karakterinin Fransa’daki izleyicilere ilk ulaştığı yerlerden biri Bask Bölgesi’nde yer alan Bayonne kentindeki Atalante Sineması’ydı. Filmin gösterimi Ezkandrai derneği tarafından on yıldır düzenlenen “Les Ethiopiques” festivali çerçevesinde gerçekleşmişti.

Filmin gösteriminin ardından yapılan söyleşide iki katılımcıydık. Ben ve Philippe Biu. İki öğretmen. Philippe Biu Oksitanca (Fransa, İspanya ve İtalya’da konuşulan bir Latin dili) öğretmeni, aynı zamanda da Pau Üniversitesi’nde Oksitanca üzerine kurulu ıslık dili dersleri veriyor.

Atalante Sinemasının Sibel Filmi Söyleşi Duyurusu

Damla Sönmez “Sibel” filminden bir sahne

Evet, Fransa’da da bundan çok kısa bir zaman öncesine kadar Pirene Sıradağları içerisindeki Ossau Vadisi’nde adı Aas olan küçücük bir köyde Oksitan dilinin seslendirildiği bir ıslık dili konuşuluyordu. Ancak köyde bu dili konuşan en son kişi 1999 yılında öldü.

Bu ata mirasını yeniden yaşatmak için çok çaba gösterildi. Hiç kuşkusuz bugün bu dil bölgedeki 4 ilköğretim okulunda ve üniversitede okutuluyorsa buna en büyük katkısı olan kişi Philippe Biu.

Aas Köyü/Fransa

Aas köyünün ıslık dilini konuşan en son kişisi

Söyleşimizde salondaki seyircilerden gelen ilk tepki ve yorumlar Damla Sönmez’in olağanüstü bir performansla yorumladığı Karadeniz kadını üzerineydi. Böyle bir kadın karakteri gerçek hayatta olabilir miydi? Bu ne çalışkanlıktı! Bu ne güçlülüktü! Bu ne karalılıktı!…

Karadeniz kadını gerçekten çok özel. Filmin yönetmenlerinden Çağla Zencirci bunu bir röportajda dile getirdiği şu sözlerle çok iyi anlatıyor: “Karadeniz’deki kadınlar o kadar muhteşem ki Karadeniz’de başka ne hikayesi anlatılır, açıkçası bilmiyoruz”.

İşte ben de Karadenizli bir kadın olarak yaşadıklarımdan, gördüklerimden, duyduklarımdan örnekler vererek mümkün olduğu kadar Karadeniz kadınını ve genel anlamda Türk kadınını anlatmaya çalıştım. Kuşkusuz seyircileri en çok etkileyen örneklerden biri Karadeniz kadının doğayı korumak için gerçekleştirdiği direniş hareketleriydi. Tabi ki bu arada Ayşe Öğretmen ve kızlarından söz etmeyi de unutmadım. Beni Kuş Dili’yle tanıştıran birini nasıl unutabilirdim ki?

Kuşköy/Türkiye

Kuşköylü bir kadın ıslık diliyle konuşurken

Araştırmacılar dünyada 60’ın üzerinde ıslık dilinin varlığından söz ediyorlar. En tanınmış olanı 2009 yılı itibariyle UNESCO’nun Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınan Kanarya Adaları’ndan biri La Gomera’da konuşulan “Silbo”. Ardından listeye 2017’de giren Kuşköy’de konuşulan “Kuş Dili” geliyor. Yaklaşık 22 yıldır adına festival düzenlenen Kuş Dili’nin şimdiye kadar okullarda 100 öğrenciye öğretildiği belirtiliyor.

2014 yılından bu yana Çanakçı Halk Eğitim Merkezi’nde her yıl düzenli olarak açılan derslerle de az bulunur ata mirasımızın yaşadığımız bu bilim ve teknoloji çağında yeni nesillere ulaşması için büyük çabalar gösteriliyor.

Dünya da ıslık dilinin konuşulduğu yerler

Film boyunca Sibel ve Kuşköy sakinlerinin ıslık sesleriyle dolup taşan sinema salonunu söyleşimizin sonunda Philippe Biu Bearn’da konuşulan Oksitan ıslık sesleriyle doldururken kendi kendime “Bayonne Nire Kuşköy Nire” demekten alamadım ve tabi ki aklıma hemen Barış Manço’nun o ünlü şarkısı geldi, “Hemşerim Memleket Nire?”. Ve şarkı devam ediyor:

“BU DÜNYA BENİM MEMLEKET”

Dillerin, kültürlerin paylaşılması işte böyle bir şey!